Türkiye’de normal şartlar altında genel seçimler 2028, yerel seçimler ise 2029 yılında. Yani daha 3 yıldan fazla bir süre var. Ancak muhalefet “erken seçim” çağrılarında ısrarcı. İktidar kanadında ise “seçimler 2028’de olur” diyen pek yok, “belki 2027 olur”, “2026 kasım ayı bir ihtimal” gibi dedikodu, görüşler hakim.
Bu sürece giderken herkesin merak ettiği konu ise muhalefetin adayının kim olacağında kilitleniyor. Aday aslında belli; Ekrem İmamoğlu… Ancak bunun için bazı süreçlerin işletilmesi gerekiyor.
CHP, bu kapsamda ilk adımı atarak 10 Şubat Pazartesi günü Parti Meclisi toplantısı yapma kararı aldı. Burada süreç başlatılacak ve kabul edilecek bir yönerge ile aday belirleme süreci takvime bağlanacak. Muhtemelen işletilecek sürecin ardından mart ayının son haftası bir ön seçim ve ardından da nisan ayı içerisinde de “Cumhurbaşkanı adayı”nı yani Ekrem İmamoğlu’nun adını duyacağız.
CHP’de İmamoğlu kadar denklemde olan bir isim daha var elbette. O da Mansur Yavaş. Ancak Mansur Yavaş’ın adı daha çok “ikna edilmesi” gereken isim olarak CHP kurmaylarınca konuşuluyor. Yani, “aday olmamaya ikna edilmesi”, “İmamoğlu’nun adaylığına ikna edilmesi”, “sert çıkışlar yapmamaya ikna edilmesi” gibi…
CHP yönetiminde herkesin aklına gelen bir sorunun daha karşılığı aranıyor: “Eğer Mansur Yavaş ‘adayım’ derse ne olur?”
CHP'nin adayını erken açıklamayı seçmesinin sebeplerinden biri de bu soru. Altılı Masa sürecinde Meral Akşener’in masadan kalkması nedeniyle yaşanan krizin seçimlere yakın bir tarihte yaşanmasından endişe ediliyor. Akşener’in masadan kalkmasının yarattığı tahribatın giderilemediği ve seçim kaybedildiği düşünülüyor. Ancak şu anda Mansur Yavaş’ın sert bir çıkış yapsa dahi oluşacak tahribatın bir şekilde alınacak yeni önlemlerle giderilebileceği fikri partide hakim. Ayrıca böyle bir sert karşı çıkış beklentisi de yok…
En güçlü aday Ekrem İmamoğlu dedik. CHP kurmaylarına göre İmamoğlu açıklanmazsa “iktidarın saldırıları” devam edecek. Ahmet Özer, Rıza Akpolat, Ayşe Barım, Ümit Özdağ tutuklamalarının ardından atılacak adımların belirsiz olduğu savunuluyor. CHP’ye göre; “Toplum siyasilerin tutuklanmasına alıştırılıyor.” Hatta, “İktidar gözünü kararttı, her şeyi yapabilir. Belediye başkanını engellerse elbette tepki çeker, konuşulur, fakat cumhurbaşkanı adayı olan rakip engellenirse dünya konuşur” görüşü de açık açık dillendiriliyor.
Şimdi gözler 10 Şubat toplantısında ve bu toplantıdan hemen önce gerçekleşmesi beklenen Özgür Özel-Ekrem İmamoğlu-Mansur Yavaş zirvesinde…
Aday ismi açıklandıktan sonra her ay ve belli dönemlerde hükümet programı ve vaatler de açıklanarak “seçim” gündemi hep sıcak tutulacak. İktidar, yani AK Parti-MHP cephesinde sessizlik hakim.