Elime oldukça enteresan bir belge ulaştı. Valla, ne yalan söyleyeyim bu belgeye ulaşınca kendimi “araştırmacı gazeteci” gibi hissettim.

Tabii ki değilim, olamam, olmak gibi bir niyetim de yok. Ama bu düşünce yüzümde bir gülümsemeye neden oldu. Neyse belge 17/02/2025 tarihli Kütahya Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü’nce Kütahya’daki tüm devlet hastaneleri ve özel hastaneler gönderilmiş.  
No: E-88543728-448.04-268728598, 
Konu: Akademik makale çağrısı. 
Evet doğru okudunuz, “Akademik Makale Çağrısı”. 
Yazı şöyle diyor:
“İlgi: 17.02.2025 tarihli ve E-93254115-020-268632142 sayılı yazı. 
2018 yılından itibaren Türkçe-İngilizce olarak yılda üç kez yayınlanan (Nisan-Ağustos-Aralık) yayınlanan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkalığı Dergisi/Journal of Health Institutes of Türkiye dergisine sağlık hizmetlerinde kalite ve akreditasyon, sağlık politikaları, biyoteknoloji, aşı, halk sağlığı, kronik hastalıklar, kanser, sağlık veri araştırmaları ve yapay zeka uygulamaları, anne, çocuk ve ergen sağlığı ve tamamlayıcı tıp başta olmak üzere, sağlık bilimleri alanında bilimsel araştırma ve çalışmalar için makaleler kabul edilmektedir. 
https://tusebjournal.org adresinden ulaşılan açık erişimli, hakemli ve bilimsel nitelikli dergi hakkında bilimsel tüm personele gerekli duyurunun yapılması hususunda,
Gereğini ve bilgilerini arz/rica ederim.”
Belge Doç. Dr. Ensar Durmuş, Kütahya İl Sağlık Müdürü imzalı. Belli ki Sağlık Bakanlığı’ndan sayısı ve tarihi yukarıda verilen böyle bir yazı yollanmış, onlar da buna binayen hem devlet hem özel hastanelere bunu yollamışlar. 
Dergiye bir akademisyen olarak şöyle bir alıcı gözü ile baktım. Ulakbim dahil kayda değer Türk dizinlerinde yok. Kayda değer uluslararası dizinlerde de yok. Sadece yayınladığınız şeyin adının dergi olması ile girebileceğiniz açık erişim indekslerince indeksleniyor. Yani dergi de pek matah bir dergi değil. Dergi 2018’den beri yayınlanıyor. Hala kayda değer indekslerde, ulusal indeksler dahil yer almıyor. 2018, 2109 ve 2020’de yazıda belirtildiği gibi senede üç kez değil ikişer kez yayınlanmış, demek ki yeterli yazı gönderilmemiş. 2021 ve sonrası yılda üç kez yayınlanmış belirtildiği gibi. 
Peki ben bunu neden sizlerle paylaşıyorum. “İyi işte, devlet de bilim yapılmasına katkıda bulunuyor” diyebilirsiniz. Çok haksız da sayılmazsınız aslında. Devlet elbette bilim yapılmasına katkıda bulunmalı. Ancak bunu fon vererek, üniversitelerde bağımsız ve kaliteli bilim yapılmasını destekleyerek, bilim adamı yetiştirmek için yurt içi ve yurt dışı eğitim bursları vererek, özgün ve bağımsız üniversite ortamı yaratarak yapmalı. Üniversite akademik ve idari kadrolarını keyfi belirleyerek değil. Dolayısıyla ben gerçekten anlam veremedim. Sağlık Bilimleri Üniversitesi mevcut. Sağlık Enstitüleri de mevcut. Bunlar kendi bünyelerinde dergi kurabilirler. Mesela “Hacettepe Matematik ve İstatistik Dergisi“ var Hacettepe Üniversitesi bünyesinde.  Aynı onun gibi. Ama üniversite bile tüm bölüm akademik personeline yazı yollamaları için çağrı yapmaz. Etik olmaz, hepsini geçtim yakışık almaz.
Özellikle akademik yükseltmelerde belli kriterler ve puan sistemi devredeyken, ki maalesef çok yanlış şekilde sınav kaldırıldı, Devlet’in makale istemesi oldukça garip geliyor bana. Şimdi, beyin fırtınası yapalım. Bu dergiye çok yazı gelir ve zaman içinde daha kaliteli ve kayda değer indeksler de yer alırsa ne olur? Belli ki dergi “Devlet Subvansiyonunda”, makale bile resmi yazı ile istenebiliyorsa, o zaman resmi yazı ile makale de kabul edilebilir. Üstten biri emreder, editör kabul eder. Akademik yükseltme talep eden adaylar eğer birilerini tanıyor ise burada yazı yayınlatıp puanlarını toplarlar ve sonra da ne mi olur? Doçent ve profesör olurlar. Yani Devlet’te tanıdığın varsa akademik terfide yayın yapmanın da yolu açılır, işler kolaylaşır. Ancak akademik personel kalitesi gittikçe düşer. Zaten düşük o ayrı. Kendi alanım olan Kalp ve Damar Cerrahisi’nde, bilimum üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinde (yani asistan yetiştiren kurumlarda) yılda yapılması gerekli nitelik ve nicelikte orijinal makale yazıldığını biliyorum. Bu yeterliliği sağlayacak kaç babayiğit çıkabilir ben biliyorum yani. Adı bilinen birçok üniversiteler ve eğitim araştırma hastaneleri dahil edildiğinde bile bu rakam bölüm başına “sıfır” ya da “bir” maalesef. Bu konuda yeri gelmişken Ankara Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nü kutlarım. Çok nitelikli ve nicelikli yazıları mevcut. Zaten geçenlerde de bu sebeple ödül aldılar. 
Bu gönderilen resmi yazı ile devlet bilimin en temel öğesi olan makale yazımı ve dergiciliğinde bağımsızlığına el atıyor. Bu konu ile ilgili yapabileceğim en kibar tanımlama ve saptama bu olabilir ancak. Bu arada dergi zaten Devlet destekli olduğu için fon, para vs gibi sorunları da olmadığından maça “2-0” önde başlamış oluyor. Laf aramızda 7 yıl sonra makale isteme gereği duyuyorsa maçta “2-3” geriye düşmüş demek ki, hala yazı peşinde koşuyor.
Özetle bu uygulama en kibar haliyle yanlıştır, tehlikelidir, bilimsel özgür ortamı ve bilimin kalitesini olumsuz etkiler, NOKTA.