Ülkemizde hiçbir şey kanuna, düzene, nizama uygun işlemezken, bazı konularda çok iyi işleyen kurumlar ve merciler var aslında. Mesela hep yazıyorum ters yöne giren, yaya geçidinden geçen, kaldırımda ilerleyen motokuryelere kimse ceza kesmiyor şikayet edilseler dahi. Ancak bazı konularla ilgili çok iyi işleyen şikayet müesseseleri mevcut...
Ben de bir hekim olarak haliyle memnun edemediğim hastalarım tarafından şikayet edilebiliyorum. Hatta dava edilmişliğimde var. Bilir kişi kusur saptamadığı için ceza almadım. Ancak müessese o kadar iyi işliyor ki maşallah, aynı hasta İl Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi (SABİM), Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER), Google Şikayet, Şikayet Var, Cumhuriyet Savcılığı ve Tüketici Mahkemesi’ne sizi aynı anda şikayete edebiliyor. Bir hastam hepsine etti mesela. Bunlardan resmi merciler olan İl Sağlık Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi, Cumhuriyet Savcılığı ve Tüketici Mahkemesi de ayrı ayrı soruşturma açtı ve hepsinde ayrı bilir kişiler kusur olmadığını saptadı. Bu kişi yememiş, içmemiş, hırsını alamamış ve her yere şikayet yazmış. Neyse hepsinden aklandım. Şimdi sıra bende repütasyonu bozmaya, mesleki yeterlilik ve ehliyetimi kötülemeye yönelik (ki yalan beyan da vermiş) beyanları sebebiyle tazminat davası açacağım.
Tabi bunlar haricinde çalıştığım hastanede de hasta şikayetlerinden sorumlu Başhekim yardımcısı olduğum için birçok başka hekimi ya da hastaneyi ilgilendiren şikayetlerle de ilgilenmek zorundayım. Bazı insanlar haksız da olsalar hırslarını alamıyorlar. Bir acayip şeye takılıyorlar ve ikna etmek mümkün değil. Bir hasta sekretere “Or….” diye bağırdı diye tedavisini yapmayı reddettim, ki kanuni hakkımdır, beni bu yüzden şikayet etti. Beklemek istememiş ve içeride hasta varken girmek istemiş. Sekreter giremeyeceğini söyleyince basmış küfrü. Bu kişi kadın hem de. Çok yakışıksız tabi. Elbette insanlar haklarını aramalı ve hata varsa cezalandırılmalı, ancak terazinin kefesi çoktur hekimler aleyhine işliyor. Bir hasta mesela ücretli yapılan kozmetik amaçlı bir tedaviyi bedava yapmadığımız için Google Şikayet’e şikayet yazmış. Bir de Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi‘ne.
Gayri resmi merciler (Google Şikayet, Şikayet var) aslı astarı var mı araştırmadan yayınlıyor bu şikayetleri, sonra ayıkla pirincin taşını. Bende bu bedelsiz tedavi yaptırmak isteyen şikayetçi hastayı Google Şikayet’e şikayet ettim. Kanıtları sundum. Bana çıkar çatışması var dediler ve yayınlamadılar. Ne acayip değil mi?
Bir de “Ekşi Sözlük” meselesi var. Ekşi Sözlük eskiden “cool “bir yerdi. Bir şikayet mercii değil elbet ama, Ekşi Sözlük’te yakını yazarlık yapan bir sürü insan var. Mesela hastaneden şikayetçi ise hasta şöyle diyor: “Sizi Ekşi Sözlük’te alemi cihana rezil edicem”. Yapanı da var. Kendi ya da yakını yazar çünkü. Bu kadar kolay mı? Hani çıkar çatışması. Asıl Ekşi Sözlük’ün bu tür durumlara meydanı bırakmaması ve şikayet mercii olmadığı için bireysel yaşanan olay ve memnuniyetsizleri paylaşmaması gerekiyor. Ama işte Türkiye’de şikayet mercileri çok iyi çalışıyor.
Mesela ben hiç “Banka bana kredi vermedi, çünkü yeterli teminatım yok, ödeme gücüm yeterli değil” ya da “Sınavdan zayıf not aldım çünkü hiç çalışmamıştım” ya da “Benzinlikte bedava benzin istedim vermediler, ama depom boştu işte” ya da “Süpermarkette istediğim kahveden yoktu, kahvesiz kaldım, n’apcam şimdi, psikolojim bozuldu” falan gibi şikayetler duymuyorum. Zaten herkesin psikolojisi o kadar hassas ki. Hemen “bu süreçte psikolojim çok bozuldu, çok olumsuz etkilendim” diyorlar Rüzgardan nem kapıyor psikolojileri maşallah. Bence şikayet mercileri bu konuya daha çok eğilmeliler. Bir de unutmadan devlet memurları var ki, şöyle diyorlar: “ben falanca bakanlıkta uzmanım ona göre”. Aba altından sopa gösteriyor kendince. Bende diyorum ki: “So what?”
Bu şikayet web siteleri kimin? Hadi “Google Şikayet” Google’ın anladım ama nasıl yönetiliyor bunlar? Haklı, haksız olunduğuna, şikayetin yerli yersiz olduğuna karar veren bir mercii var mı? Hiç sanmıyorum. Sonuçları düşünülmeden yargısız infaz. Karşı tarafa ulaşıp cevap hakkı dinlemeden yayınlanıyor zaten. Bunun bir kitabı, kanunu da yok sanırım. Mahkeme ile şikayeti vs. kaldırtmak mümkün ama haksız şikayet edilen insan aylarca, yıllarca uğraşıp, avukat tutup neden mahkemelerde uğraşsın? Canı neden sıkılsın? Bir de internete giren her şey bir şekilde orada kalıyor.
Tabi hekimler olarak maalesef bu tür tatsız durumlara maruz kalıyoruz, çok da nadir olmayacak şekilde. Hele benim gibi özel hastanede çalışıyorsanız. Hasta tamamlayıcı sağlık sigortası, özel sağlık sigortası var ya da ücret ödüyor diye hekimi, personeli satın aldığını zannediyor. Her şeyi şikayet ediyorlar. Ya kapıdaki resepsiyonda çalışan 20’li yaşların başında, daha çocuk sayılacak resepsiyonistin bakışını beğenmedim diye şikayet eden var. Daha ne diyeyim.
Demem o ki bu işin cılkı çıkmış durumda ve özellikle sağlık konusunda yukarıda da bahsettiğim gibi terazi hekimin çok aleyhine çok uzun zamandır. Hiçbir şey çıkmasa bile vakit ayırıp cevap yazmak gerekiyor. Durduk yerde avukat tutmak gerekiyor. Bu süreçlerde bedava değil zaten. İnsanın keyfi kaçıyor, motivasyonu etkileniyor. İnanın çoğu sağlık kuruluşunda hekimler riskli işlem yapmaktan imtina ediyor sırf bu sebepler ile. Tekrar söylüyorum. Tabi ki cezasız kalmamalı hata varsa. Ama bu kadar keyfi şikayetlerin bu kadar aleni ve kolay yayınlanmaması gerekiyor. Eğitimsizlik ve cehalet gereğinden fazla özgüven sağlıyor. Şikayet etmek bedava. Bu şekilde şikayetçi olduğu kişi ya da kurumdan hıncını almaya çalışıyor insanlar, hırsları da geçmiyor. İkna ve tatmin olmuyorlar. Psikolojileri de çok olumsuz etkileniyor tabi n’apsınlar?