Güray SOYSAL

BİRGÜN ÖYLE, BİR GÜN BÖYLE

Futbol Federasyonu 28 Mart günü bir açıklama yaparak, 3-3 berabere kaldığımız Letonya maçını yüzde 15’lik olma şart ile seyircili olacağını açıklamıştı. Ama... Bir gün sonra yani 29 Mart günü öğleden sonra ikinci bir açıklama ile Türkiye- Letonya maçına seyirci alınmayacağı duyuruldu. Şimdi... İster istemez futbolumuzu yönetenlerinin bu şaşkınlığına ve iş bilmezliğine bir sebep bulamadık. 1 gün içinde önce “beyaz” dediğine, daha sonra “siyah” diyen Futbol Federasyonunun bu çarpıklığını sadece bu son açıklamalarda görmüyoruz. Anlı şanlı kulüp başkanlarına süreli ceza verenler, ertesi günü bu kuralı parayla ortadan kaldırmasını da yadırgamamıştım. Türkiye-Letonya maçının seyirci oynanmama kararı bardağı taşıran son damla olmuştu. Şu bir gerçek ki futbolumuzda dünü ve bugünü karıştıranların ortaya çıkardığı manzara bu konuda da nerede olduğumuzu herkese gösteriyor.

AKILLARI YENİ GELDİ

Başkent’teki bazı belediyeler, mevcut imkanlar ölçüsünde, spor tesisi yapmaya çalışıyorlar. Dikkat ederseniz, “yapmaya çalışıyorlar” diyorum. O Belediyelerin yetkilileri spor tesisleri için gelişi güzel para harcarken, gerekli olan düşüncede bir türlü hedefine varamıyor. “Niye” derseniz cevabını da vereyim. “İşte spor tesisi, vatandaşlarımız burada spor yapacak” düşüncesinin altından bilgisizlik yatıyor. Oysa... Ülkemizde spor tesisleri konusunda Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün veya Spor İl Müdürlüklerinin Tesisler Dairesi diye bir kuruluş var. Bu daireye başvurma ihtiyacını duymayan bazı belediye yetkilileri, spora hiçbir faydası olmayan, enkaz yığını ile ortaya çıkıp, taraftarlarına “Spor tesisi yaptık” davranışı ile görünüyor. Yeni yeni, bu konularda akılları başlarına gelen bazı belediyeler, spor tesisi yapımı konusunda ilgili dairelerle görüşüp, yanlışlıklarından biran evvel dönmeye başladı. Zira... Bugüne kadar o belediyeler, düne kadar Kaş yapayım derken, çok göz çıkartmalarının farkında bile değildiler...

ACİL SERVİS GÖREVDE

Futbolumuzun cefakar, bir o kadar kafasına uygun takımı sezon başında bulamayan Yılmaz Vural, 30’ncu çalıştıracağı takıma kavuştu. İsmail Kartal’ın 5 günlük çalışması sonunda ayrılma kararı üzerine Erzurumsporlu yöneticiler, son çare olarak Yılmaz Vural’ı “kurtarıcı” olarak gördü. Ve 68 yaşındaki Yılmaz Vural, durumu çok kritik olan Erzurumspor’un teklifini kabul etti ve kollarını hemen sıvayıp, işe koyuldu. Son kez Akhisarspor’u çalıştıran Yılmaz Vural, kendine “Acil Servisi” olarak tanıtmasından dolayı, bu kez çok zor işe soyunmak zorunda kaldı. Ne diyeyim. Yılmaz hoca, çıkmadık candan ümit kesilmediğini bir kez daha gösterecek.

BUYURUN YENİ FEDERASYONUMUZA

Sporda önüne gelen Federasyon kuruyor. Kurulan Federasyon sayısının kaç olduğu bilmeyecek kadar ipin ucunu kaçırdım Şimdi de ayak tenisi federasyonu kuruldu. 5 derneğin bir araya gelmesiyle “Biz de varız” iddiasıyla ortaya çıktılar. Toplantıda konuşan Ayak Tenisi Federasyonu Başkanı Mustafa Sunkur, "Bugün Türk sporunda tarihi bir gün. An itibarıyla Ayak Tenisi Federasyonu'muz kuruldu" diyor. Ne diyeyim... Böylesine darma dağınık olmak, sporumuza ne gibi katkı yapacağını hep birlikte göreceğiz.

BİRSEL VARDARLI DEMİRMEN

Fenerbahçe ile kazanılan 22 kupa... Onlarca rekor, olimpiyatlar, Avrupa Şampiyonası'ndaki unutulmaz performanslar. O bir efsane... 12 Temmuz 1984 İzmir doğumlu Birsel Vardarlı Demirmen Türkiye'de "basketbol" denince akla gelen ilk isimlerden birisi. Sadece kazandığı başarılarla, 2011 Eurobasket yarı finalinde Fransa'ya karşı gösterdiği performansla değil, milyonlarca genç kıza idol olmasıyla da alanının en iyilerinden birisi. Fenerbahçe'nin en çok forma giyen sporcusu..Yaptığı asistler, oyun zekası, sahadaki ve saha dışındaki duruşu, hepsi tüm spor severlere örnekti. 2019 Mayıs ayında görkemli kariyerini tamamlayıp emekli oldu. Emeklilik hayatını ise "sakin" geçiriyor. Basketboldaki emeklilik hayatında Aşçılık kurslarına gittiğini belirten Demirmen, evinin bahçesinde köpeğiyle ilgileniyor, eşiyle beraber zaman geçirmeyi tercih ediyor.

Doğru söze ne denir?

Bir insanın yaşayıp, yaşamadığını anlamak isterseniz, nabzına değil. onuruna bak. Duruyorsa yaşıyordur.