Güray SOYSAL HİÇ HOŞ OLMADI Samsun’daki İşitme Engelliler Olimpiyatları “çıt” dahi çıkarmadan başarılı bir şekilde devam ediyor. Bu muhteşemliğin ortaya çıkmasında eski Bakan Samsunlu Akif Çağatay Kılıç’ın çok büyük emeği vardı. Müsabakaların başlamasından iki gün sonra makamını, yukarıdan gelen emirle,  Osman Aşkın Bak’a devretmek zorunda kaldı. Görevler elbette kimsenin babasının malı olmadığını bilenlerdeniz. Ancak, doğup büyüdüğü Samsun’da büyük bir organizasyon yapılırken, Akif Çağatay Kılıç’ın Bakanlık görevinden alınmasını,  zamansız buldum. Yeni makamı, bundan sonra Makina Mühendisi olan Osman Aşkın Bak işgal edecek. Kendisini yakından tanımam, ancak sporla içli dışlı olduğunu öğrendim. Hele hele güreşle içli dışlı oluşu, yeni Bakanın ata sporumuzun sorunlarına ne denli yakın olduğunu da biliyorum. Bir dönem, Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu güreşçimiz Ahmet Ayık Federasyonunda görev yapan, daha sonra da Federasyon Başkanlığı koltuğuna oturan Osman Aşkın Bak’ın, sporumuzun dağ gibi biriken sorunlarının altından nasıl kalkacağını, zaman bize gösterecek. Eski Kılıç Bakanı tebrik ederim. Son dönemde görevini layıkı ile yaptı. Memleketi Samsun’a sahip çıkarak, organizasyonun nasıl yapılacağını herkesin gözünün içine baka baka gerçekleştirdi. Hem de başarılı bir şekilde. Bu işin bir yüzü, diğer tarafı ise şöyle: Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı Edirne’deki Sarayiçi sahasının yenileştirilme konusunu 2016’da söz verdiği halde 2017’de gerçekleştiremedi. Bir takım mazeretlerin arkasına sığındı. Yeni Bakan, güreşin içinden geldiği için, eski Bakanın gerçekleştiremediği Sarayiçi’ni yenileştirme için hemen kolları sıvamalı. Aksi halde... O’da bu konuda, eski makamdaşı gibi, sınıfta kalır. Benden hatırlatması... ELLERİNE SAĞLIK BAKANIM Hayatının büyük bölümünü spora hizmet için sarf eden Yücel Seçkiner, nihayet beklenen kitabını çıkarttı. Şu günlerde dostlarına ve “Ben spor adamıyım” diyenlere veriyor, veya postalıyor. Seçkiner büyüğüm bu kitabından birini de bana verdi. Hemen okumaya başladım ve zamanında gizli kalmış konuları öğrenmeye başladım. Her şeye rağmen, Uçan Teğmen’in bu hizmeti, Türk sporunu yönettiği zannedenlerin eline geçerse, hiç değilse, bundan sonra sporun nasıl yönetildiğini öğrenebilirler. GEL VATANDAŞ GEL Pazarcılar mallarını satmak için “Gel vatandaş gel... Malın iyisi burada” diye bağırır. Şimdi, bu bağırıp, bu çığırışı Ankaragücü’nde görüyoruz. Kasaya giren 5 milyonun cazibesi ile, eldeki kadroyu değiştirip, yepyeni bir ekiple 1 nci ligde mücadele etmeye çalışacaklar. Hem de, içinde bulunduğumuz transfer pazarında “Gel futbolcu gel... Kapımız herkese açık, yeter ki gel” diye haykırarak. Bakalım, yeni sezonun başlamasına çok bir zaman kaldı ve bu bağırışın, sonu nereye varacağını hep birlikte göreceğiz. DARISI SAHİPSİZ ANKARA’NIN BAŞINA Yeni Bakan Osman Aşkın Bak’ın geçmişiyle her zaman gurur duyduğunu öğrendik. Öğrencilik döneminde seyyar satıcılıki bile yaptığını gururla söyleyen Bakan’ın bugün geldiği yer konusunu takdir etmemek mümkün değil. Hemen hemen hepimizin çocukluk ve gençlik dönemlerimizde bu tip işlerle uğraşıp, ailelerimizin geçimine destek olduğumuz gerçektir. Rizeli Bak Bakan, hemen kolları sıvayıp, bilhassa uluslararası sportif konuların ülkemizde düzenlenmesi için Federasyon Başkanlarından istekleri var. Spor tesisi yapma konusunda Samsun büyük ihtiyacını eski Bakan döneminde yerine getirdi. Samsun’da 40’a yakın spor tesisi hizmete girdi. Şimdilerde yetki Rizeli Bakan’da. O’da seçim bölgesinin sportif konularda ihya olması için kolları sıvadı. Anlaşılan, Rize önümüzdeki günlerde spor tesisi atağına kalkıp, Samsun’u geçmenin gayreti içinde olacak. Hele birde Rize havaalanı bitirilirse, yeni Bakan beyin keyfi iyice artacak. Darıcı, sahipsiz Ankaramızın başına diyelim. ERTAN ADATEPE Fiziğini çok iyi kullanan gol krallarımızdan Ertan Adatepe, futbol oynadığı dönemlerde topa öyle bir vururdu ki, kaleciler meşin yuvarlağı kurtarmak şöyle dursun, çoğu zaman, sakatlanmamak için, kendilerini korurlardı. PTT’de oynarken, başarıları sonunda Galatasaray’a gitti. Ancak Hasnun Galip sokağındaki entrikalara göğüs geremeyerek, yeniden Ankara’ya döndü. PTT ve Ankaragücü’nde değeri yeniden bilindi ve sayısız başarılar elde etti. Birinci Ligin gol krallığına kadar çıktı ve Ankara’daki futbol hayatını kapatıp, eski adı Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğünün Spor Dairesi Başkanlığını yaptı. Bu teşkilattan da emekli olduktan sonra, Ankaragücü’nde bir dönem Genel Kaptanlık görevinde bulundu. Şimdilerde ise, kadim dostu arkadaşları ile bir araya gelip, eski günleri yad ediyor. ORMAN YARATAN ADAM... SPOR DOSTLARINI UNUTMADI Ankara’da yaşayıp da Salim Taşçı’yı tanımamak mümkün değil. Bir dönem spor yazarlığın da bulunan, şimdilerde emlakçılığın en babasını yapıp, bu mesleğin nasıl gerçekleştiğini dosta, düşmana gösteren Yozgatlı Salim Taşçı, nerede bir dağ başı görse, hemen oralara fidan dikip, kel tepelerin zamanla yeşillenmesini gerçekleştiriyor. Bugüne kadar, memleketi Yozgat ve Ankara’da 500 binden fazla fidan dikip, buraların yeşillenmesine sebep olan Salim Taşçı, ürettiği bu şahane eserlere, spor yazarları ve spor adamlarının isimlerini veriyor. Ankaragücü, Gençlerbirliği, Şekerspor, PTT, Hacettepe ve Ankara Demirspor için orman kuran bu sporsever dost, birçok spor yazarı arkadaşımızın da ismini vererek gerçekleştirdiği bu işte günümüzde bile “durmak yok, yola devam” diyor. Ellerine sağlık...