“Ankaragücü, bu bulunduğu durumu düzeltecek güçte bir camia. Elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu süreçten inşallah hep beraber çıkacağız.”
Bu sözler Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu’na ait. Kısa süre öncesine kadar üst sıralara tırmanmaktan söz ediyordu. Yine hedefinin değişmediğini vurguluyor ama peş peşe gelen kötü sonuçlar moralleri bozdu, küme düşme hattıyla aradaki puan farkı kapanınca malum stres yine başa bela oldu. Peki “çok iyi kadro kurduk” sözleriyle başlayan sezonda niçin yine aynı noktaya dönüldü?
Temel sebep teknik direktöründen futbolcusuna, kadro yapılanmasındaki istikrarsızlık. İsterseniz en iyi oyuncuları alın, her sezon sil baştan kurulan bir takımın başarı sağlaması mümkün değil. Tolunay Kafkas’ın kurduğu kadro 8’inci haftada Belözoğlu’na teslim edildi. Her yiğidin yoğurt yemesi nasıl farklıysa, teknik adamların oynatmak istedikleri futbol da tabii ki farklı. Belözoğlu ara transfer döneminde kendi istediği tipte futbolcuları kadroya kattı. Bu kez de o futbolcular formsuz çıktı.
Saponara, Bassogog, Flips Süper Lig’e hazır değil. Hazır hale gelmeleri en iyi ihtimalle bir ayı bulur. Galatasaray’da uzun süredir formaya hasret kalan Kazımcan Karataş’ın onlardan farkı yok. Abdurrahim Dursun’un bu sezon 9 maçta aldığı toplam süre 432 dakika. Yani maç başına 48 dakika. Yabancı limitine takılan Hanousek de A takım listesi dışında bırakılınca, nur topu gibi bir de sol bek sorunu çıktı ortaya.
Esas hedef Türkiye Kupası olsa da neticede ligde 26’ıncı hafta geride kaldı. 27 Şubat’ta rakip sezonun en dişli iki takımından Fenerbahçe. Ankaragücü’nün yeni takviyeleri belli ki o maçta katkı sağlamayacak. Belözoğlu “Ara transfer zordur. Bu oyuncuların katkı vereceğine inanıyorum” diyorsa da önemli olan o katkıyı ne zaman verecekleriydi. Ligin zaten üçte ikisi bitmiş. Geriye kalmış 12 hafta. Türkiye Kupası’nda da üst tura çıkılmazsa, yandı gülüm keten helva.
Belözoğlu’nun gelecek sezona dair açıklamaları da dikkatten kaçmamalı. “Sezon başı burada olursam çok daha farklı takım kuracağımı biliyorum” ve “Ben bu süreci atlatacağımızı düşünüyorum ama ondan sonra biz burada olursak başka kararlar almak durumunda kalırız” sözünün taşıdığı satır arası mesajlara iyi bakılmalı. “Ama bu kadroyu ben kurmadım” mazeretinin arkasına sığınanlara ya da sığınacaklara artık herkesin karnı tok olmalı. Bu kulübün bir teknik adam değişikliği daha yapma lüksü yok. Ne yapar ne ederler bilemem… Bu takımı düştüğü girdaptan yine bu takım, yine bu teknik ekip kurtaracak.