Beştepe ne yapmak istiyor, nereye varmak istiyor, anlayan varsa bir zahmet bizlere de anlatmasını rica edeceğim! Aman yanlış anlaşılmasın… Beştepe’den kastım, o semtin Çarşıyolu Caddesi’ndeki Ankaragücü tesisleri.
İşler kötüye gitti mi suçlu hep hocadır. İsmi Ahmet olmuş, Mehmet olmuş fark etmez, gelirken kraldır, giderken tüm kötülüklerin babası. Mustafa Dalcı gider Tolunay Kafkas gelir, o gider Ömer Erdoğan ya da Emre Belözoğlu gelir. Takım küme düşer, Kemal Özdeş ile başlayacağız derken ne Cihat Arslan’ı kalır ne Kenan Koçak’ı… Filmi başa saranlar, müflis tüccar misali eski defterleri karıştırır, bir dönem “tu kaka” dediklerini yeniden göreve çağırmanın yolunu ararlar.
Beştepe’de öyle bir ara transfer dönemi geride kaldı ki “transfer yasağı hiç kaldırılmasa daha iyiydi” demeden edemiyor insan. Sezon başlamadan bir hafta önce açık ara şampiyonluğu hedefleyen Süper Lig kadrosu varken, ilk haftalardan itibaren başlayan yaprak dökümü ocak ve şubat aylarında da devam etti, takım güçlendirilmesi gerekirken, “gelen gideni aratır” denilecek futbolcular transfer edildi.
Takımın birçok pozisyonda alternatifli kadrosu da yok artık. Stoper konusu zaten baştan beri kanayan yaraydı. Son güne kadar merhem bulunamadı. Bu kadro yapısıyla sahadaki yabancılar arasında oyuncu değişikliği yapmak bile mesele. Çünkü ikisi sağ ve sol kanat beki, diğerleri gol üretmesi için dua edilecek, mucize beklenecek hücumcular. Hoca hücuma bir ilave yabancı sokmak istediğinde, yabancı beklerinden birini de çıkarmak zorunda kalacak, bir yerine iki oyuncu değişikliği yapacak. Dost acı söyler ama böyle bir sezonun sonu hayrolsun.