---- Siz bakmayın siyasi iktidarın gürleyip esmesine…

Karşı çıkıyormuş gibi görünüyor ama erken seçimi en çok onlar istiyor.

Siyasi yönetim her ne kadar istemem yan cebime koy dese de başka çıkış yolları yok.

Elleri mahkûm, bu seçim hayati önem taşıyor.

Artık bir erken seçim kaçınılmaz. 

Erken seçim bugün yarın ama mutlaka bir an önce olmalı.…

Bunu sadece vatandaşlar istemiyor, iktidarı da muhalefeti de istiyor.

Siyasi iktidarın da muhalefetin de seçimi kazanması için güvendiği dağlar var.

Siz bakmayın siyasi iktidarın gürleyip esmesine…

Karşı çıkıyormuş gibi görünüyor ama erken seçimi en çok onlar istiyor.

Siyasi yönetim her ne kadar istemem yan cebime koy dese de başka çıkış yolları yok.

Elleri mahkûm, bu seçim hayati önem taşıyor.

Böyle giderse bırakın iktidarı var oluşlarının da tartışmalı hale geleceği gerçeği kapılarını çalıyor.

Kapılarının çalınma nedeni; her siyasi parti için bir diyalektik gelişmeden değil yürüttükleri yanlış politikadan kaynaklandığının farkına varılması.

Her şey ortada…

İktidarın nimetlerinden yararlanarak mevcudiyetini yürütmek başka, halkın gerçek sevgisini ve güvenini kazanarak iktidarda durmak başka…

Cumhur İttifakı iktidardan düştüğünde şu anda etraflarında olan insanların kaçı orada olacak?

Bu sorunun yanıtını söylemeye gerek yok.

Tek bir gerçek var.

Kralın çıplak olduğunu kanıtlayan tek bir gösterge:

Halkın ekonomik durumu... Enflasyon gerçeği… Alım gücünün tükenmesi…

“Aç it fırın duvarını deler” sözünü atalarımız boşuna mı söylemiş.

Halkın ilenmeleri duymazlıktan gelinmemesi mümkün değil, artık.

Her şeyin farkında olan siyasi yönetim bence erken seçim çalışmalarına çoktan başladı. 

Bütün emareler buna işaret ediyor.

Gazetecilerin, aydınların, sanatçıların, siyasilerin yargılanmaları, tutuklanmaları bu hazırlığın bir parçası.

Laf kalabalığına gerek yok. 

Cumhur İttifakı'nın güvendiği bir başka dağ, muhalefet. 

Muhalefete bel bağlamış durumda. 

Ana muhalefet partisi CHP’nin içeriden bölünmesi ve muhalefet bloğunun da DEM üzerinde dağıtılması.

Mansur Yavaş’ın CHP’den ayrılarak bağımsız cumhurbaşkanı adayı olarak girmesi…

Cumhur İttifakı, sadece muhalefete bakıp bakıp da elini avucunu ovuşturarak beklemiyor,

Çözüm sürecini de bu erken seçimin bir parçası haline getirmeye çalışıyor.

Erken seçimin bir parçasına dair kanıtlar, bu girişimlerin şeffaf olmaması, el altından hem de en derinden ve sessizce yürütülmesi değil de nedir?

Bu gizlilik sürdüğü müddetçe; örneğin pazarlığı yapılan maddelerin başında Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Anayasa engelinin kaldırılması gelmediği konusu kamuoyunu kim nasıl ikna edebilir?

Çözüm süreci boyunca geçmişte karşılarında olan oyları muhalefet bloğundan kopartarak gönüllü olarak ayrışması sağlanması, bu oyları şimdi kendilerinden ‘Umut bekleyen’ oylara dönüşmesi amaçlanmıyor mu?

Böylelikle bir taşla iki kuş vurulmayacak mı?

Çözüm süreci, geçen seçimde olduğu gibi siyasi iktidarın ittifakını genişletmekten başka ne anlama geldiğini yaşayıp göreceğiz. 

Olası bir erken seçimde Cumhur İttifakı'nın güvendiği dağlar bunlardı. 

Muhalefetin de güvendiği dağlar var.

Erken seçimi yüksek sesle dillendirmeye başlayan muhalefetin de tek umudu, iktidarın yarattığı ülke tablosu…

Ancak muhalefet politika üretmeden, gündemi kendisi yaratmadan, iktidarın yürüttüğü mühendisliği hesaplamadan hareket ettiği, yani ‘Armut nasıl olsa pişmiş ağzıma düşecek’ diye beklentiye girdiği izlenimini yarattığının farkındadır, herhalde.

Allahtan bu kez çok uzun beklemeyeceğiz, galiba. 

Bakalım kimin dağlarına kar yağacak?