1980 darbesinden sonra siyasi yasaklar gelmişti. Ecevit, Demirel, Türkeş ve Erbakan gibi 1. Lig siyasetçiler yasaklanmış, partiler kapatılmıştı.
Yasaklar sayesinde Turgut Özal gibi taze kan bir siyasetçi sahalara çıkmış ve halktan çok kez güvenoyu alarak icraatlarla adından söz ettirmişti. 80’lerin sonunda ise siyasi yasakların kalkmasıyla Turgut Özal karşısında mahşerin dört atlısını bulmuş ve gerileme dönemine girmişti.
Nezaketlerinden, siyasi ve hukuki etik ilkelerinden taviz vermeyen bu sağdan sola siyasetçiler, 1990’lı yıllarda tekrar perde demişlerdi. Özal, Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş birçok fikirde ayrışsalar da; seçim dönemleri TV ekranlarında bir araya gelmişlerdir. Nezaket sınırlarında eleştirilerini yapmışlar, ülke ve millet adına projelerini anlatmışlardır.
Unutulmayan liderlerin ortak özellikleri ise teröre karşı tavizsiz, hukuka karşı saygılı tavırları hep tam not almıştır. 28 Şubat'ta bile mağdur olduğunu iddia eden kültürün temsilcisi Erbakan, vakur tavrını korumuş, hukuk karşısında soğukkanlı bir şekilde kabulleniş yaşamıştır.
Ecevit ise en çok oy aldığı dönemde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, üniversite diploması olmadığı için aday olamadığını ilan etmiş, hukukçu Ahmet Necdet Sezer’i Cumhurbaşkanı adayı göstermiştir.
Demirel 6 kere gitmiş 7 kere gelmiştir. En nüktedan liderlerden biridir. Cumhurbaşkanlığı döneminde yeğeni cezaevine girmiş ve cezasını çekmiştir. Gazete ve TV haberlerine asla müdahale etmemiş ve medya satın alma girişimlerinde dahi bulunmamışlardır. Hatta Demirel başbakan iken; ‘’Sabah gazetelere baktığımda beni eleştiren bir manşet ve haber yoksa üzülürdüm. Çünkü; yöneticilerin eleştirilmediği bir ülkede demokrasiden söz edemezsiniz’’ demiştir.
Yani bırakın gazetecileri, siyasetçileri adalet sopası ile dövmeyi; 1990’larda bile liderler hukuka saygısının yanı sıra eleştirilmediğinde normal olmadığını bilirlerdi.
Anormali normalleştirmek sosyolojik bir anlamsızlık mı taşıyor, ya da menfaatler milletin duyu organlarında ağır bir travma mı yaratıyor? O zaman 1990’larda simit fiyatlarını hiç kıyaslamaya gerek yok. Yeniden çay demlemek gerekir.