Yanlış yolda doğru adım atamayız. Doğru adım atsanız bile yol yanlış olduğundan anlamsızdır. Benzer biçimde sporda stratejiniz yanılışsa taktik doğrularla da başarı sağlanmaz.
“Çam Sakızı Çoban Armağanı” gibi kısaca atletizm ve olimpik spor dallarından söz etmekle de bu iş olmaz.
Sen yıllarca bütün gününü küresel sporu, profesyonel sporu destekle, sonra olimpiyatlar yaklaştı diye atletizm ve olimpiyatlardan söz etmeye başlamanda sadece ”Çam Sakızı Çoban Armağanı” gibidir.
Girdikleri sınavları da en iyi olanlar sporunun içinde olmalıdır. Bu özellikte olanlar ,anatomi, fizyoloji vb bilgilerin yanında strateji, plan, program, proje konusunda da yeterli olgunluğa sahiptirler.
Atletizm ve olimpiyat kültürü mitoloji değil, tersine yaşamın ta kendisidir.
Otobüsü yakalamak için koşmak, kaldırım kenarındaki su birikintilerinin üzerinden atlamak, atletizm kokan yaşam örneklerindendir.
İki asırlık geçmişi ola spor dallarını da mitoloji olarak yutturmaya çalışmak da algı yönetiminin bir ürünüdür. Dolayısıyla Atletizmi ve
Olimpik dalları doğru anlatamamak, ve tarihsel önemini doğru anlatamadığımızdan dolayı da ağır faturalar ödenecektir. bu faturalardan birisi içinde Dünya futbol şampiyonasının Paris 2024 oyunlarından daha fazla izleneceğini söyleyebilirim.
Bu açıdan da insanların spora bakış açılarının da çok önemli olduğunu söyleyebilirim. Bu insancıl bakış açıları olmasa idi, yarışmalar sadece performans açısından değerlendirilirdi.
Buna karşın, günümüzde küresel ve profesyonel sporun büyüsü de insanları denetler bir hale gelmiştir. Ne yazık ki, atletizm ve olimpik spor dallarının içinde bulunduğu umutsuzluk, dünya genelinde bir gün bile izne çıkmamaktadır.
Sporda yanlış yolda doğru adım atmanın çıkardığı fatura da budur.