Eğer atletizm tabanı dar ise atletizmin topluma yayılamayacağını söylerdi. Siyahi atletlerin aşil tendonunun yüzde yirmi beş uzun olmasının, onlara avantaj sağladığını bilirdi ve bunun için okul atletleriyle çalışır, umutsuzluğa düşmezdi.

Artun Talay

Ummadığın taş baş yarar görüşü ile de bunlara antrenman yaptırırdı. Okul çocuklarının oyun içinde bütünleşeceğini bilirdi. Onun için de çocukların pistte sürekli olarak aktif olmalarını isterdi. Böylece enerjilerini boşaltsınlar ve derslerini çalışabilsinler derdi. Tanıdığı beden eğitimi öğretmenlerinden de özellikle hareketli olan çocukları grubuna getirmelerini isterdi.

Orhan Altan hocamız haftanın belli günlerinde sahada antrenman yaptırır, bazı günlerde de arabası ile öğrencilerini çiftliğe götürürdü ve onlarını dayanıklılığını da geliştirmeye çalışırdı. Antrenman sonrasında çocuklarla ilgilenir, onlara kendi geçmişinden ve yasadıklarından örnekler verir, sadece iyi sporcu olmanın yetmediğini, toplum için de iyi insan olmanın önemli olduğu söylerdi. Öğrencilerinin sorunlarını da çözmeye çalışırdı.

Çocuklarla olan iletişiminin çok iyi olduğu bilindiğinden de beden eğitimi öğretmenleri, yetenekli buldukları sporcuları öncelikle Orhan Abiye getirirlerdi.

Antrenör arkadaşları ile de iyi bir ilişkisi olan Orhan Altan hem kendi deneyimlerini diğer antrenör arkadaşları ile paylaşır, hem de yenilikleri diğer antrenör arkadaşlarından öğrenmek için onlarla antrenmanlar üzerinde konuşurdu

Yeri zor doldurulan bir abimizdi.