Günümüzde yapay zeka ve kullanımı ile ilgili olarak bir delilik ve fanatiklik almış başını gidiyor. Bu durum iki ayrı uçta yer alıyor. Birinci grup yapay zekanın dünyamızı daha iyi bir yer haline getireceğini iddia ederken, ikinci grup “Terminatör filmini hiç mi izlemedi bunlar?” diyor ki bence de eğer gerekli sağduyu sağlanmazsa “Terminatörvari” bir gelecek mümkün.

Yapay zeka sadece ChatGPT’den ibaret değil elbette. Çok çeşitli kullanım alanları var. Hayatımızı kolaylaştırmak üzere tasarlanmış yapay zeka destekli modeller kullandığımız arabadan akıllı telefona, bilgisayarlardan akıllı televizyona, çektirdiğimiz tıbbi görüntüleme yöntemlerinden bankacılık uygulamalarına kadar her yerde. Ben bugünkü yazımda uzun zamandır beraber bilimsel çalışma yaptığımız yakın arkadaşım Kardiyoloji uzmanı Doç. Dr. Hakan Göçer’in yapay zeka sistemlerinin kardiyovasküler hastalıklar ve kardiyoloji uzmanlık eğitiminde kullanımı üzerine yazdığı kısa bir makaleyi alıntılamak istiyorum. 

“Bir kardiyolog olarak yapay zekadaki (AI) hızlı gelişmelere ilk elden tanık olma fırsatım oldu. Günümüzde yapay zeka destekli araçlar, kardiyak görüntüleme, elektrofizyoloji, risk tahmini ve karar destek sistemleri gibi alanlarda çok önemli bir rol oynamaktadır. Ancak geleneksel tıp eğitiminde yapay zeka donanımına ilişkin resmi eğitim eksikliği önemli bir boşluk oluşturmaktadır.

Modern kardiyoloji, yüksek performanslı bilgi işlem sistemlerine oldukça bağımlı hale geldi. GPU'lar (Grafik İşleme Birimleri), TPU'lar (Tensör İşleme Birimleri), FPGA'ler (Alan Programlanabilir Kapı Dizileri) ve ASIC'ler (Uygulamaya Özel Entegre Devreler) gibi teknolojiler, ekokardiyografi analizi, EKG yorumlama ve kişiselleştirilmiş tedavi planlamasında yapay zeka uygulamalarını hızlandırır. Ek olarak, IoT (nesnelerin interneti) özellikli giyilebilir cihazlar sürekli hasta izlemeyi kolaylaştırarak yapay zeka modelleri tarafından işlenen gerçek zamanlı verileri üretir. Bu teknolojiler günlük uygulamaya giderek daha fazla entegre edilirken, birçok klinisyen bunları mümkün kılan donanım altyapısına aşina değil.

En son DeepSeek AI modelinde görülen AI donanımının uygun maliyetli uygulanması gibi son gelişmeler, AI gelişiminin daha uygun fiyatlı hale getirilebileceğini göstermektedir. Elbette bu ilerlemelerin birincil sorumluluğu yapay zeka ve bilgisayar mühendislerine aittir. Ancak hekimler bu aşamada yeterli bilgi ve deneyime sahiplerse sürece önemli katkılarda bulunabilirler. Yapay zeka gelişiminin ilk aşamalarından itibaren son kullanıcıları—klinisyenlere— dahil ederek, bu yeniliklerin gerçek dünyadaki tıbbi uygulamalar için en uygun şekilde uyarlanmasını sağlayabiliriz.

Yapay zekayı kardiyolojiye etkili bir şekilde entegre etmek için hekimlerin yalnızca yazılımı değil, aynı zamanda bu yenilikleri mümkün kılan donanımı da anlaması gerekir. Tıp eğitimi, bilgi işlem mimarileri, bulut tabanlı yapay zeka platformları ve klinik ortamlarda uç bilgi işlem dahil olmak üzere temel yapay zeka donanım ilkelerini kapsayacak şekilde genişletilmelidir. Bu bilgi, kardiyologların yapay zeka destekli araçları eleştirel bir şekilde değerlendirmesine, mühendislerle etkili bir şekilde işbirliği yapmasına ve bu teknolojilerin hasta bakımında etik olarak uygulanmasını sağlamasına olanak tanıyacatırk.

Kardiyolojinin geleceği yapay zeka ile iç içe geçmiş durumda ve bu dönüşüme ayak uydurmalıyız. Tıp fakültelerini ve meslek kuruluşlarını, geleceğin kardiyologlarını bu teknolojik çağa hazırlamak için yapay zeka donanım okuryazarlığını müfredatlarına dahil etmeye çağırıyorum. Ancak bunu yaparak AI'nın kardiyolojideki potansiyelini tam olarak gerçekleştirebilir ve hastalarımız için mümkün olan en iyi bakımı sağlayabiliriz.”

Kendisine bu ufuk açıcı paylaşımı ve konu üzerindeki bilgi birikimini paylaştığı için teşekkür ediyorum. Kendisinin de bahsettiği üzere yapay zeka hayatımıza bu kadar iç içe iken, bu platformun aynı zamanda sağlık eğitiminde de kullanılması muhtemel ve çığır açması olası gibi gözüküyor. Yapay zeka modellerinin kullanımı ve tıp uygulamalarındaki yeri üzerine her gün bir makale yayınlanmakta ve çoğunlukla da oldukça işlevsel süreçler hakkında bilgi içermekte bu yazılar. Dünyanın en prestijli tıp dergilerinden “New England Journal of Medicine” bile “New England Journal of Medicine AI” isimli, sadece tıpta yapay zeka kullanımı ile ilgili makaleler yayınlayan bir dergi yayınlamaya başladı. Hal böyleyken sanırım en azından sadece tıp alanında “Terminatörvari” bir gelecekten korkmaya gerek yok. Bu arada Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Volkan Göksel’in girişimleri ile tam da bu konu ile ilgili 27.Şubat.2025’de Balıkesir Üniversitesi’nde bir toplantı yapılacak. İlgilenen hekimler gelebilir. 

Yine de “Terminatörvari” bir gelecek söz konusu olabilir. Şöyle ki; Ukrayna-Rusya savaşında Ukrayna’nın kullandığı drone’ların düşman hedef vuruşlarının %56’sında, hedefin düşman olup olmadığına yapay zeka karar vermiş.  Amerika Birleşik Devletleri’nde de bu konu ile ilgili farklı bir simülasyon deneyi yapılmış. Drone tarafından düşman kabul edilip yok edilmesi planlanan hedefi son dakika da drone pilotu “düşman değil” diyerek vuruş iznini iptal etmek istediğinde yapay zeka geri dönerek önce drone pilotunun bulunduğu yeri vurmuş, sonra da gidip hedefi vurmuş. Bu bana aynı “Terminatör” filmini hatırlattı (ve tabi Guns N’ Roses “You could be mine” şarkısını bir rockçı olarak). Neyse demem o ki, konu yapay zeka olunca sağduyulu ve temkinli olmak lazım yine de.