Artun TALAY Sayın Mehmet Baykan-Spor Genel Müdürü Tokyo 2020’ye bir yıl kala sporda kadın ve yalan üzerin de durmak istiyorum. Kadın ve spor ayrılmaz bir bütündür. İki farklı olguyu içinde barındıran kavramlardır. Kadınlar sporun karıncalarıdır. Kadınlar ne yazık ki hala sporsever olarak değerlendiriliyor. Kulübü için bilet, kombine satışları, reklam toplama için koşturan kadınıdır. Hem bir spor dalıyla ilgili olup, hem de tarafsız kalmak çok zordur. Bir spor dalının bir spor dalına üstünlük taslaması temelde eşitsizlik oluşturur. Bu eşitsizlikten de adaletsizlik ortaya çıkar. Spora kadın eli adalet için değmelidir. Genele bakıldığında kadın, sporda kavga istemez, kadın sporda yoksullukla mutlaka mücadele içindedir. Çevreye ve sporcu haklarına duyarlıdır. Sporcuların, antrenörlerin ve hakemlerin ihtiyaçlarını çok iyi bilir, sahip olduğu bilgiler çözüm odaklıdır. Kadının sporun içinde olması, sorunların çözümü için çok önemlidir. Kadınlarla ortaklaşmayan hiçbir spor dalı başarılı olamaz. Kadın yoksa sporda adalet olmaz. Dallar arası eşitsizlik sürer gider. Kadın yoksa antrenör ve sporcuya özgürlük olmaz. Kadın yoksa sporda paylaşma ve demokrasi olmaz. Günümüz de sporda baş konu “Yalan”. Sporun lokomotifi profesyonel spora bir bakalım. Her profesyonel spor kulübü diğerini yalancılıkla suçluyor. İnanılmaz bir umursamazlıkla konuşuyorlar. Sporsever sahiden bunlara kanıyor mu? Evet kanıyor. Artık bu kadarına da kanmazlar demeyin. Kanıyorlar! Sporda yol alma biçimi olarak, yalan büyük bir sportif silah olarak kullanılıyor. Sporda yalan artık hastalık boyutuna ulaştı. Gerçek olgularla, iletişim kopukluğu yaşanıyor. Balon patladı, tüm kulüpler çakıldı, paraları kalmadı. Yabancı oyuncu sayısının arttırılması, anlamsız teknik direktör kıyımları, Stat zeminlerine duyarsız kalınması, kulüplerin aşırı borçlanması, maçı alın şu kadar prim vaatlerinin etkili, puan başına sene sonunda primin etkisiz olması, borç içinde bulunan çürümüş yapıyı gömmekte asla tereddüt etmeyecek olanların sayısının artması, gerçek olgularla iletişim kopukluğuna birkaç örnektir. Profesyonel spor yapsının yüzde doksan yöneticileri erkektir. Üst makamlarla görüşen onlar. Sonuç ortada yalan dünyasında yaşar hale geldik. Bu yapının yüzde ellisi kadın olsaydı hiç bu kadar yalan ve saçmalık sporda olur muydu? 2020 Tokyo’ya bir yıl kaldı. Spor da gerçek olayları kendine konu edinmeyen, sorunlara çözüm üretmeyen, öngöremeyen spor birlikleri var. Basit söylersek sporda toprak olumsuzluklara münbit. Hayal gücü, geleceği öldürmemek, proje üretmek, tasarlamak kuşkusuz zordur, ama gereklidir.