Artun TALAY Sayın Hamza Yerlikaya Gençlik ve Spor Bakanlığı Bakan Yardımcısı 2020 Tokyo'ya 12 ay kaldı. Bir yönetici niye en iyisidir, çünkü insanların ne zaman iyi çalıştıklarını bilir. İnsanlar kendilerini iyi hissettikleri zaman çok iş yapar ve verimli olurlar. Sporcu, antrenör, hakem, teknisyen ve memurların kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olmak bu işin anahtarıdır. Verimli ve kaliteli iş üretmek için bu ön koşuldur. Her çalışan, yönetimden, sorumluluklarını açık ve anlaşılır bir şekilde ortaya koymasını bekler. Sporda işler kötü gidince köklü değişiklik sözünü hep duyuyoruz. Değiştirince bundan iyi olacak mı, garanti nedir?Ya daha kötü olursa, ya değişen bir şey olmazsa? Bu kuşku bizi değişiklik yapmaktan alı koyar. Sistem değişmez ve bir kaç kişi değişir, bununla yetinilir. Halbuki yapılması gereken yapılmamıştır. O da şudur : Sonuçların üzerinde durmak yerine, sonuçları oluşturan nedenlerin üzerinde durulmalıdır. İnsana önem veren bir yapılanmanın gerektiği kabullenilmelidir. Etkin ve kesin çözüm getirecek etkili yöneticileri bulmak çok az olduklarından zordur. Diyelim ki bir iki tane bulduğunuzda da onlar sırlarını paylaşmak istemiyebilirler. Eğer spor teşkilatında doğru planlamayı yapmak kolay olsaydı, bugüne kadar yapılırdı. Bazı yöneticiler sonuç almak için görevdedir, ama bunun yeterli olmadığı defalarca görüldü. Bazıları da insanlara yönelik olmaya çalıştılar, ama bu da yeterli olamadı. Çünkü sonuç almak için verimlilik esastır, bu nedenle insanlara ve sonuçlara yönelik olan yönetici en başarılı olandır ikisi el ele gezer ve birbirinden ayrılmaz. Mesuliyet hissi gerekenleri, mesuliyet korkusu da rutin işleri yapmaktır. Türkiye'de geçmişte görev yapmış elçilerin anılarını, bizi nasıl değerlendirmiş olduklarını öğrenmek için okurum. 19. Yüzyılda İstanbul'da görev yapmış Fransız elçi M. Bompar anılarında "Devleti Aliye memurlarında mesuliyet hissi yoktur, mesuliyet korkusu vardır." diyor. Sporda bu anlayışın izlerini şöyle sürebiliriz. -Beşiktaş TV kapansın mı kapanmasın mı? -Galatasaray Divanında bu yıl borç çok, transfer yapmayalım ve mutlaka yapmalıyız tartışması -Fenerabahçe üst düzey yöneticisi," İş dünyasının butik isimleriyle futbol yürümez, çünkü futboldan anlamıyorlar." -Galatasaray'ın üst düzey yöneticisi, "İngiltere'nin 1992' de yaptığını yapalım, şirketleşen lige geçelim. İngiliz futbolu yayın pastasını geliştirdi, ürün satışlarıyla gelirleri arttı, lig feshedildi, premier lig kuruldu. Lig şirketleşti, yabancı başkanlar geldi, yirmi kulübe hisse verildi. Kural değişikliği için üçte iki oy oranı aranıyor, ligden düşen kulüp, çıkana hissesini devrediyor, her kulübün bir oy hakkı var" diyor. Alın bir örnek daha, bir futbol yöneticisi "Almanya gibi Türklerin bol olduğu ülkedeydim, bizim takımın maçını izlemek istedim, hiç bir kanal vermiyor" diyor. Mesuliyet korkusuna düşmüş, bu kadar defo ve çaresizlik içindeki yapının sorunlarıyla bırakın Futbol Federasyonu ilgilensin. Boğulana arkadan yaklaşmak lazım,önden yardıma gelene sarılıyor ve kendisiyle birlikte boğulmasına neden oluyor. 2020 Tokyo'da Kenya, Jamaika, Gtiyopya gibi ülkelerin madalya sıralamasında gerisinde kalma riski hala mevcuttur. Spor teşkilatı bu risk üzerine yoğunlaşmalıdır. Sporda doğru şeyler, görmek, doğru şeyler işitmek istiyoruz. Profesyonel spor yapısının palavraları dolduruyor kulağımızı. Bunlarda mesuliyet hissi olmadığından kulüpleri borç batağına soktular. Mesuliyet korkusu yüzünden de şampiyon olabilmek için gözlerini karartıyorlar. Profesyonel yapının bencilliği yüzünden, sporda adalet, yiğitlik mertlik göremiyoruz. Çünkü bu yapı kendini güçlü gösterip, sporda malı götürme adetinden bir türlü vazgeçemiyor. Saygıyla Arz Ederim Artun Talay Atletizm Atma Dalları Antrenörü