Başlığa yazdığım bu cümle bir babaya söylenecek en ağır sözdür.. Oğlun öldü demenin bir başka söyleniş biçimidir.
Bu cümleyi istemeyerek kurmak zorunda kaldım… Ama sonu hayırla bitecek bir iş için..
Askerliğimi Yedek Subay olarak Afyon’un Dinar ilçesi askerlik şubesinde yaptığım  yıllar.. Sene başında İlçe nüfus  müdürlüğünden  o yıl askerlik çağına gelenlerin kayıtları  istenir… Bu kayıtlara göre o yılın kütükleri hazırlanır ve  adı olanlar ilk yoklamaya çağırılırlardı… Biz de aynısını yapmıştık.. Bir gün bir genç şubeye geldi ve nüfus cüzdanını göstererek “komutanım ben askerliğimi yaptım.”diyerek nüfus cüzdanındaki kaydını gösterdi..
Hakikaten askerliğini yapmıştı o yıla ait kütük kayıtları da bunu doğruluyordu…
Olayın aslını öğrenmek için gencin babasını alarak şubeye gelmelerini istedim…
Birkaç gün sonra o genç arkadaş  babasıyla birlikte şubeye geldiler..  Hal hatırdan sonra olayın aslını, neden böyle şey olduğunu sordum..
Baba bir oğlu olduğunu ancak uzun süre yaşamadığını onun ölümünden sonra doğan oğluna da aynı adı vererek yaşatmak istediğini söyledi…
Yaptığı doğru bir hareketti anıyı yaşatmak için, ama baba bir şeyi unutmuştu.. Ölen oğlunun kaydını nüfustan düşürtmemişti… Köyde yaşam sürdüğü için bunu hiç düşünmemişti…
Tabii nüfustan  dürülmeyince  oğlan yaşıyor gözüküyordu ve doğal olarak da askere çağırılmıştı.. İsim aynı olunca kardeş ağabeyinin yerine üç yıl öncesinden askerliğini yapmıştı..
Olayın gerçeğinin anlaşılması üzerine babaya "ilerde başka konularda da sıkıntı yaşamamaları için ölen oğlunu kayıttan düşürtmelerini" istedim ve kendilerini yolcu ettim.