6 Şubat depremlerinin en fazla etkilediği illerin başında gelen Hatay, yerel seçimler sürecinin de en fazla konuşulan kenti oldu.

Kıvanç El

Önce CHP'nin mevcut belediye başkanı ve 15 yıldır kenti yöneten isim Lütfü Savaş ısrarıyla başlayan tartışmalar sonrası sancılı bir süreç yaşandı. 

Bu tartışmalar devam ederken sol kanatta yer alan ve bölgede milletvekili çıkaracak kadar oyu olan Türkiye İşçi Partisi, Hatay'da aday çıkarma kararı aldı. TİP'in belirlediği isim ise bir önceki seçimde İYİ Parti'den milletvekili adayı olan, sol kesimde benimsenmesi zor bir isim olan Gökhan Zan oldu. TİP, Gökhan Zan'ın adaylığını kamuoyunda "Hatay İttifakı" olarak duyurdu ve kendi parti tabanında da tartışma yaşanmaması için ideolojik gerekçelerin konuşulmaması mesajı verdi.

Ancak gelinen noktada, TİP'in hem Hatay büyükşehir hem de ilçe belediye başkanlığı çalışmalarında ciddi sorunlar görülmeye başlandı. Samandağ, Arsuz, İskenderun ilçelerinde seçimi kazanma noktasında iddialı olan Türkiye İşçi Partisi'nin ilçe örgütleri ile Gökhan Zan arasında büyük bir uyumsuzluk baş gösterdi. Hatta edindiğimiz bilgiye göre; Gökhan Zan ilçelerdeki toplantılara ve seçim çalışmalarına dahi davet edilmedi. 

Bu çerçevede başlayan uyumsuzluklar, Gökhan Zan'ın spor yorumculuğu hayali ile "uyumsuzluk"tan "kriz"e dönüştü. İnternete düşen ses kayıtlarına göre Gökhan Zan, seçimlerden sonrası için TRT'de spor yorumculuğu pazarlığı yapıyordu. Elbette bunun bir tuzak olduğunu iddia etse de konuştuğu hiçbir kimseye de seçim sonrasına dair böyle bir planı olduğunu yalanlamadı. 

Söz konusu ses kayıtlarında 3-5 milyon dolar gibi para pazarlıkları yapıldığı da görülüyor. Bunlar gerçek mi elbette hukuki incelemeler sonrası netleşecek. 

Gökhan Zan'ın, seçim sonrasına dair iş arayışına ilişkin kendisine gelen eleştirilere, "seçimi kaybedersem ne iş yapacağımı, geleceğimi düşünmeyeyim mi" ifadesini kullandığı öne sürülüyor. Seçimde "kazanacağız" iddiasında olan bir siyasi hareketin adayının seçimden sonraki planları için seçime 1 ay kala planlama ve görüşme yapması elbette ne "etik" ne de bir parti yönetiminin hoş görebileceği bir durum. Zaten TİP yöneticileri de bundan duyduğu rahatsızlığı açıkça ifade ediyor. 

Burada da Gökhan Zan figürü ile sosyalist bir parti arasındaki yaklaşım farkı açık bir şekilde bir kez daha ortaya çıkmış durumda. 

Özetle TİP, Hatay'da parti kimliği ile uyumsuz bir aday çıkarmanın bedelini o seçimde Hatay gibi bir yerde adaysız kalarak ödedi. Bu sonuç ilçelere de etki ederse TİP, Hatay sürecinde CHP'den sonra en fazla yara alan parti durumuna seçim sonuçlarına bakılarak gelebilir. Ancak uzun vadede TİP, "maddi çıkar" iddiasına hemen müdahale ederek gelecek için önemli bir adım atmış da oldu.